Toplu İş Sözleşmesi kavramı, niteliği ve esasları.

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ NEDİR?
Toplu iş sözleşmesi basitçe, işçi sendikası ile işveren sendikası yahut sendika üyesi olmayan işveren arasında imzalanan, iş sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesi ile tarafların karşılıklı hak ve borçları ile uyuşmazlıkların çözümü ile ilgili konularda hükümler içeren, sözleşmenin tarafları ile üyeleri için bağlayıcı nitelik taşıyan bir sözleşme olarak tanımlanabilir. TİS anayasal bir haktır, toplu iş sözleşmeleri 1 yıldan az 3 yıldan fazla olamaz ve toplu iş sözleşmelerinde değiştirilemeyecek tek hüküm tis’in süresine ilişkin hükümlerdir. Toplu İş Sözleşmesinin imzalanmasından sonra taraflarca uzatılamaz, kısaltılamaz ve sözleşme süresinden önce sona erdirilemez. Ancak her halükârda niteliği gereği 1 yıldan az süren işlerde toplu iş sözleşmesinin süresi 1 yıldan az olacak şekilde belirlenebilir.

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ DÜZEYİ
TİS’in düzeyi ile anlaşılması gereken TİS’in kapsadığı, uygulandığı coğrafi alandır. Bu manada TİS’in düzeyi ya işyeri ya da işletme düzeyindedir.

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ TÜRLERİ
TİS’in türleri deyimi ise, TİS düzeyini de kapsayacak şekilde kullanılan, ancak düzeyden farklı olarak yapılabilecek tüm TİS tiplerini içeren bir kavramdır. TİS türü denildiğinde, işyeri yahut işletme düzeyinde TİS; grup TİS ve çerçeve sözleşme anlaşılır. Her ne kadar çerçeve sözleşmenin tam manasıyla bir TİS olmadığı kabul edilmekteyse de çerçeve sözleşme yine de TİS türleri arasında yer alır.
TİS düzeyinden bahsedilecekse önce İşletme kavramını açıklamakta fayda vardır. Çünkü 4857 sayılı İş Kanunu ile 6356 sayılı ‘Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’ arasında her ne kadar işyeri kavramında değişiklik bulunmasa da işletme kavramının tanımı arasında ciddi farklılıklar bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu işletmeyi iktisadi bir teşebbüsü tanımlar olarak tanımlar. Yani bir işverenin, kâr amacı güden tüm faaliyetlerini kapsayan, ekonomik bir tanımdır. Yani mal veya hizmet üretimi olmasa da bir işverenin kâr etme amacını gerçekleştirmek üzere faaliyetine dahil ettiği tüm birimler – hangi işkolunda olursa olsun – tek bir işletme sayılır.
Ancak 6356 sayılı STİSK aynı işverenin aynı işkolunda faaliyet gösteren birden fazla işyerinin bulunması durumunda işletme kavramını ortaya çıkacağını düzenler. 4857 sayılı İK’NA göre yorum yapıldığında tek bir işyeri ile işletmenin varlığından bahsedilecektir, ancak 6356 sayılı STİSK’NA göre işletmenin oluşabilmesi için minimum 2 adet işyerinin varlığı gerekmektedir. Bununla birlikte aynı işverene ait olup tek bir iş kolunda faaliyet göstermesi gerekmektedir.

TİS SÜRECİ
Bir toplu iş sözleşmesinin imza altına alınabilmesi için gerekli olan ilk şey taraflardır. TİS’in tarafları grup toplu iş sözleşmelerinde ve toplu iş sözleşmeleri özelinde değişiklik göstermektedir. Grup Tis kavramı işçi ve işveren sendikaları arasında akdedilen ve kapsamı işveren sendikasına bağlı tüm işverenlerin işletmelerinde geçerli olacak şekilde akdedilir.
Toplu İş Sözleşmesinde ise taraflar TİS yapma ehliyeti olan işçi sendikası ile İşveren arasında olacaktır. Hukukumuzda ehliyete ilişkin açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak 6356 sayılı kanunun 2/1-h maddesi ile Toplu İş Sözleşmesinin tanımının yapıldığı ve bu tanımdan ehliyetin kimlerde olacağına dair çıkarım yapılabilmektedir.

‘Toplu iş sözleşmesi: İş sözleşmesinin yapılması, içeriği ve sona ermesine ilişkin hususları düzenlemek üzere işçi sendikası ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren arasında yapılan sözleşmeyi,’
Konfederasyonların ve sendika üyesi olamayan diğer tüzel kişilerin TİS ehliyeti bulunmamaktadır. Anayasa 53. Md ile toplu iş sözleşmesi yapma hakkı işçilere ve işverenlere özgülenmiştir, 6356 sayılı yasa ile bu hakkın işçi sendikalarına verilmesi anayasaya aykırılık sebebi öne sürülerek iptal istemiyle Anayasa Mahkemesinin önüne gelmiştir. İptal istemine karşın AYM, 1967 tarihli kararında Anayasa’da işçiler için TİS hakkı tanınırken bu hakkın içeriğinin ancak sendikalar aracılığıyla kullanıldığında doldurulduğuna, bu hakkın sendikalar aracılığıyla kullanılmasının Anayasa’ya aykırılık teşkil etmediğine hükmetmiştir. Bu anlamda işçi sendikalarının TİS ehliyetli ilk kişi olduğu sonucuna varılabilir. Ancak dikkat edilmelidir ki işçi sendikaları yalnızca kurulmuş ve faaliyet göstermiş oldukları iş kolunda TİS akdetme ehliyetine sahibidirler. Toplu iş sözleşmelerinin diğer tarafı kural olarak İşveren Sendikalarıdır, tıpkı işçi sendikaları gibi onlarda kuruldukları işkolu ile sınırlıdırlar. Ancak işveren sendikası üyesi olmayan işverenlerde kendi işletmeleri ile sınırlı kalmak üzere TİS akdedebilirler. Sendika üyesi olan işverenler taraf olduğu işveren sendikasından bağımsız bir şekilde kendi adına TİS imzalayamaz.

TİS YETKİSİ
TİS ehliyeti, geçerli bir TİS yapabilme yeterliliğidir. Bununla birlikte yetki, ehliyete sahip işçi ile işveren sendikalarından veya sendika üyesi olmayan işverenlerden hangisinin TİS imzalayabileceğinin belirlenmesi konusudur. Yani yetkisiz bir tarafın imzaladığı TİS hukuken tam manasıyla geçerli bir TİS olmaz. Bununla birlikte yetkisiz bir tarafın imzaladığı bir TİS bazı hallerde hukuken geçerli hale gelebilir. Bu nedenle yetkisiz bir tarafın yaptığı TİS yoklukla batıl olmadığı halde, ehliyetsiz bir tarafın imzaladığı TİS yoklukla batıldır.
Yetki hususunda işveren için özel bir düzenleme bulunmamaktadır yani TİS ehliyetine sahip işveren yetkisine de sahiptir. Ancak işçi sendikaları için durum farklı şekillenmektedir. İşçi sendikasının yetkisi konusunda işveren tarafının yetkisinin aksine birtakım şartların gerçekleşmesi aranmaktadır. TİS akdedilecek işyerinde birden fazla işçi sendikası örgütlenebilmektedir. Ancak bir işyerinde aynı anda birden fazla TİS yürürlükte olamayacağından dolayı örgütlenen sendikalardan hangisinin TİS imzalayacağı yetki ile çözülebilen bir husustur. Bu yetki şartı için iki derece öngörülmüştür. Baraj ve çoğunluk şartı, işçi sendikasının bu iki şartıda sağlaması gerekmektedir. Bir işçi sendikasının, kurulu bulunduğu işkolunda çalışan tüm işçilerden en az %1’ini üyesi bulundurması, baraj şartını sağlaması için gereklidir. %1 baraj şartı Ocak ve Temmuz aylarında Resmi Gazetede yayımlanan işkolu istatistiklerine göre belirlenmektedir. Bu istatistiklerde SGK kayıtları göz önünde bulundurulduğu için kayıt dışı istihdam bu verilerde hesaba katılamamaktadır. Yetki için diğer şart çoğunluk şartıdır, baraj şartını sağlayan işçi sendikalarının yetkisini belirleyecek kriter olan çoğunluk kaydı işyeri ve işletme düzeylerinde farklı olarak düzenlenmiştir. Bir işyerinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasını üye kaydeden sendika bu çoğunluk şartını taşıyor demektir. İşletme düzeyinde ise daha kolay yetki alınabilmesi için çoğunluk şartı hafifletilmiştir. Bir işverenin aynı işkolunda faaliyette bulunan birden fazla işyeri varsa, bu işyerlerinde çalışan toplam işçilerin %40’ını üyesi bulunduran sendika yetki alabilir. Aynı işletmede baraj ve çoğunluk şartını sağlayan sendikalardan Türkiye genelinde daha fazla üye sayısına sahip olan işçi sendikasının TİS yapmaya yetkili olduğu kabul edilmiştir. Çoğunluk hesabı yetki başvurusunda bulunulduğu tarih itibarıyla hesaplanır. Sonradan üye sayısında yaşanacak artma veya azalmalar dikkate alınmaz.

YARARLANMA

Kural olarak TİS’den yetili işçi sendikasına üye olan işçiler yararlanabilmektedir. Esasında TİS de bir sendikal faaliyetin ürünü olduğundan, üyelerin de bundan yararlanması sendikacılığın en doğal sonucudur. Ancak TİS’den yalnızca taraf sendika üyeleri yararlanmaz.
– Taraf sendika üyeleri
– Dayanışma aidatı ödeyerek yararlananlar,
– Taraf sendika onayı ile yararlananlar
– Teşmil kararı ile yararlananlar.
Bu dört sınıf toplu iş sözleşmelerinden farklı şart ve koşullarda yararlanabilir. Toplu iş sözleşmesinden yararlanma TİS’nin imza ve yürürlük tarihinin belirlenmesi ile sıkı sıkıya bağlıdır. Yukarıda sayılı dört sınıf için de yararlanma tarihleri kanun ve yerleşik yargıtay içtihatları ile farklı düzenlenmiştir.
Yukarıda sayılı dört sınıf içerisinde yer almasına rağmen Toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacak olan kapsam dışı personeller mevcuttur. Bunlar işçi sayılmayanlar ile işyerinde işçi olarak çalışsalar dahi TİS’in kapsamı dışında bırakılanlardır. İşçi sınıfına girmeyenler 4857 sayılı İş kanunu kapsamında işçi sayılmayanalardır stajyerler, çıraklar, alt işveren işçileri, geçici işçiler, memurlar ve sözleşmeli personellerdir. Bunlar işçi olmadıklarından TİS’in kapsamı dışındadırlar. İkinci olarak TİS’in kapsamı dışında bırakılanlar, TİS yer bakımından kapsamı içerisinde yer alan ve esasen işçi sıfatına haiz kimselerdir. Uygulamada TİS’ten muaf tutulan bu kimseler genelde işveren tarafında çalışan üst düzey işçilerdir. Yukarıda bahsedildiği üzere 4857 ve 6536 sayılı kanunlar ile farklı yapılan işveren vekili tanımı burada yine öncelik kazanmaktadır. STİSK kapsamında işletmenin bütününü yönetmeyen kişiler işveren vekili sayılmadıkları için kural olarak TİS hükümlerinden faydalanırlar. Ancak TİS ile müdür, şef, direktör, koordinatör vb. unvanlarla çalışanların TİS’ten yararlanamayacakları öngörülmektedir. Uygulamada genellikle diğer işçilerin TİS ile aldığı haklara eşit veya daha üst hakları iş sözleşmeleriyle almakta olduklarından, bu işçiler kapsam dışı bırakılmaktadırlar.

Ahmet Yavaş