Borçlar Hukuku

 Borçlar hukuku, kişiler arasındaki özel borç ilişkilerini düzenleyen bir hukuk dalıdır.

Borç ilişkisi iki veya daha çok kişi arasında kurulan, taraflardan birine belirli bir edimi isteme yetkisi verirken, diğerine de bu edimi ifa yükümlülüğü veren hukuki bir ilişkidir. Usul Hukuk tarafından uzman avukatlar tarafından özel olarak çalışmaların da yapıldığı borçlar hukuku, genel hatlarıyla bu şekilde ifade edilmesine rağmen birçok hukuk dalını da ihtiva eder. 6098 sayılı Borçlar Kanunumuz borcun kaynaklarını;

  •         Sözleşmeden doğan borç ilişkileri
  •         Haksız fiilden doğan borç ilişkileri
  •         Sebepsiz zenginleşmeden doğan borç ilişkileri

Borçlar Hukuku: Alacaklı ve Borçlu İlişkilerini Düzenleyen Temel Hukuk Dalı

Borçlar Hukuku, toplumun çeşitli alanlarında ortaya çıkan maddi ilişkileri düzenleyen temel bir hukuk dalıdır. Bu hukuk dalı, genellikle alacaklı ve borçlu arasındaki ilişkileri düzenler ve çeşitli hukuki kavramlar üzerinde yoğunlaşır. Alacaklı ve borçlu arasındaki ilişkilerin hukuki çerçevesini belirleyen Borçlar Hukuku, sözleşmelerden doğan borçlar, haksız fiil sorumluluğu ve zorlayıcı sebep gibi konuları içerir.

Sözleşmeler, Borçlar Hukuku’nun odak noktalarından biridir. Bu sözleşmeler, taraflar arasında kurulan anlaşmaları ve bu anlaşmalara bağlı olarak doğan hak ve yükümlülükleri düzenler. Borçlar Hukuku, sözleşmelerin kurulması, ifası, ihlali ve sona ermesi gibi aşamalara dair detaylı hükümler içererek taraflar arasında adil bir denge sağlamayı amaçlar.

Haksız fiil sorumluluğu ise, bir kişinin kusuru sonucunda diğer bir kişiye verdiği zarardan doğan hukuki sorumluluğu kapsar. Bu ilke, bireyler arasında adaleti sağlamak ve zarar görenin tazminini temin etmek amacıyla Borçlar Hukuku’nda önemli bir yer tutar.

Borçlar Hukukunun Temel Prensipleri: Güven, Adalet ve İyi Niyet

Borçlar Hukuku, çeşitli hukuki ilişkileri düzenleyen temel prensiplere dayanmaktadır. Bu prensipler arasında öne çıkan temel kavramlar, güven, adalet ve iyi niyet olarak sıralanabilir. Bu prensipler, hukuki ilişkilerin adil, dengeli ve dürüst bir temel üzerine inşa edilmesini amaçlar.

Güven:
Borçlar Hukuku’nda güven, taraflar arasındaki ilişkilerin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için temel bir prensiptir. Özellikle sözleşmelerde taraflar arasında karşılıklı güvenin oluşması, tarafların hak ve yükümlülüklerine uygun olarak davranmalarını sağlar. Güven, bir borç ilişkisinin istikrarlı ve sürdürülebilir olmasında önemli bir rol oynar.

Adalet:
Adalet, Borçlar Hukuku’nun temelinde yatan bir diğer önemli prensiptir. Hukuki ilişkilerde adil davranılması, tarafların eşit şekilde muamele görmesi ve haklarının korunması adalet ilkesiyle ilişkilidir. Borçlar Hukuku, taraflar arasında adil bir denge kurarak herkesin hakkına saygı gösterilmesini ve hukuki süreçlerin adalete uygun olarak işlemesini amaçlar.

İyi Niyet:
Borçlar Hukuku’nda iyi niyet, tarafların birbirlerine karşı dürüst ve adil olmalarını sağlayan önemli bir ilkedir. İyi niyet, hukuki ilişkilerin oluşumundan ifasına kadar her aşamada ön planda tutulur. Tarafların işlem yaparken dürüstlük kurallarına uymaları ve karşılıklı olarak iyi niyetle davranmaları beklenir.

Sözleşmelerden Kaynaklanan Borçlar: Taraflar Arasındaki Anlaşmalar

Sözleşmelerden kaynaklanan borçlar, Borçlar Hukuku’nda önemli bir konu olup, taraflar arasındaki anlaşmaları düzenler. Sözleşme, taraflar arasında bir veya birden fazla kişinin taahhütte bulunduğu, karşılıklı hak ve yükümlülüklerin belirlendiği bir hukuki araçtır. Sözleşmelerden kaynaklanan borçlar, bu taahhütlerin ifası, ihlali ve sona ermesi gibi çeşitli aşamaları kapsar.

Sözleşmenin Kurulması:
Taraflar arasındaki anlaşmanın temeli, bir sözleşmenin kurulmasıdır. Sözleşme, tarafların karşılıklı iradelerinin uygun bir şekilde açıklanmasıyla oluşur. Taraflar, belirli bir amacı gerçekleştirmek üzere anlaşırlar ve sözleşme bu anlaşmanın hukuki bir dayanağını oluşturur.

Hak ve Yükümlülüklerin Belirlenmesi:
Sözleşme, taraflar arasında belirli hak ve yükümlülükleri ortaya koyar. Her tarafın ne tür bir davranışta bulunacağı, hangi şartlar altında ve hangi süre içinde ifa edileceği gibi hususlar sözleşme metni içinde yer alır. Bu, tarafların anlaşmalarını belirli bir düzen ve güven içinde gerçekleştirmelerini sağlar.

Sözleşmenin İfası:
Taraflar, sözleşmede belirlenen şartları yerine getirmekle yükümlüdürler. Sözleşmenin ifası, tarafların anlaştıkları şekilde davranmalarını içerir. Bu aşama, tarafların karşılıklı güvenilirliklerini ve anlaşmalarını yerine getirmeye olan bağlılıklarını yansıtır.

Sözleşmenin İhlali:
Taraflardan biri veya her ikisi, sözleşmede yer alan yükümlülüklerini yerine getirmezse, sözleşme ihlal edilmiş olur. Bu durumda, Borçlar Hukuku ihlalin sonuçlarına ve tarafların bu durumla başa çıkmasına dair hükümler içerir.

Sözleşmenin Sona Ermesi:
Sözleşme, tarafların karşılıklı olarak ifa etmeleri veya belirli bir süre geçtikten sonra otomatik olarak sona erebilir. Sözleşmenin sona ermesi, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin sona erdiği noktayı ifade eder.

Borç İlişkilerinde Haksız Fiil Sorumluluğu: Zarar Görenin Hakları

kişiye verdiği zarardan doğan hukuki sorumluluğu ifade eder. Haksız fiil sorumluluğu, genellikle kişiler arasındaki hukuki ilişkilerde, sözleşme dışındaki durumlarda ortaya çıkar ve zarar görenin haklarını düzenler. Bu kapsamda, zarar görenin hakları şu şekillerde ele alınır:

Tazmin Hakkı:
Haksız fiil sonucu meydana gelen zararlar, zarar görenin tazminat talep etme hakkını doğurur. Tazminat, zarara uğrayan kişinin, zararını tazmin etme amacıyla zarar verene karşı talep ettiği maddi veya manevi bir ödemedir. Tazminat, zarar görenin kaybını telafi etmeyi amaçlar.

Haksız Fiilin İhlal Ettiği Hakların Korunması:
Haksız fiil, genellikle bir kişinin başka bir kişinin hukuki haklarına zarar vermesi anlamına gelir. Bu bağlamda, haksız fiil sorumluluğu, ihlal edilen hakkın korunmasını sağlar. Örneğin, bir kişiye ait malın zarar görmesi durumunda, mal sahibi haksız fiil sorumluluğu çerçevesinde malının korunması ve zararın tazmin edilmesi hakkına sahiptir.

Kusurlu Davranışın Sonuçlarına Katlanma Yükümlülüğü:
Haksız fiil sorumluluğunda kusurlu davranış, zararın meydana gelmesine neden olan önemli bir unsurdur. Kusurlu davranan kişi, kendi kusuru nedeniyle meydana gelen zararlardan sorumlu tutulur. Bu, haksız fiil sorumluluğunun temel prensibidir ve kusurlu davrananın bu davranışın sonuçlarına katlanma yükümlülüğünü öngörür.

Özel Durumlar ve Tazminat Türleri:
Haksız fiil sorumluluğu kapsamında çeşitli tazminat türleri bulunabilir. Malvarlığı zararından manevi zarara, maddi zarardan manevi tazminata kadar birçok farklı durumda tazminat talep edilebilir. Ayrıca, özel durumlar (örneğin, işverenin işçisinin kusurlu davranışından doğan sorumluluğu) da haksız fiil sorumluluğu çerçevesinde değerlendirilir.

4. Borç İlişkilerinde Temerrüt: Sözleşme Şartlarına Uyulmaması Durumu

Temerrüt, bir borçlunun sözleşme şartlarına veya yasal yükümlülüklere uymaması durumunu ifade eder. Borçlar Hukuku’nda temerrüt, sözleşme şartlarının ihlali sonucu ortaya çıkar ve bu durumda borçlu, borcunu zamanında ve doğru bir şekilde yerine getirmez. Temerrüt hali, genellikle sözleşme taraflarının haklarını ve sorumluluklarını düzenleyen hükümlerle ele alınır. İşte temerrüt durumuyla ilgili temel kavramlar:

Temerrüt Sebepleri:
Temerrüt, bir borçlunun genellikle ödeme, teslimat veya başka bir yükümlülüğü zamanında ve doğru bir şekilde yerine getirmemesi sonucu ortaya çıkar. Temerrüt, sözleşmenin şartlarına uymamanın yanı sıra, kanunen öngörülen durumlarda da meydana gelebilir.

Temerrüt Bildirimi:
Temerrüt halinde, alacaklı taraf genellikle borçluya yazılı bir bildirimde bulunarak durumu bildirir. Bu bildirimde, borçlunun hangi konuda temerrüde düştüğü, ne tür bir düzeltme yapması gerektiği ve gerekirse hangi tarih içinde bu düzeltmeyi yapması gerektiği gibi detaylar belirtilir. Bildirim, genellikle alacaklı tarafından borçluya bir süre tanınması amacı taşır.

Temerrütten Doğan Haklar:
Temerrüt durumunda alacaklı tarafın çeşitli hakları doğar. Bu haklar arasında genellikle tazminat talep etme, sözleşmeyi feshetme, sözleşme şartlarının yargı kararıyla yerine getirilmesini isteme ve gecikme faizi talep etme gibi seçenekler yer alır. Bu haklar, temerrüt halinde alacaklı tarafın korunması ve zararının telafi edilmesini amaçlar.

Temerrütün Sona Ermesi:
Temerrüt, borçlunun eksikliklerini gidermesi veya başka bir şekilde temerrüt durumunu ortadan kaldırmasıyla sona erebilir. Alacaklı tarafın taleplerini yerine getiren borçlu, temerrütten doğan sonuçlardan kurtulabilir.

Zorlayıcı Sebep  ve Borçlar Hukuku: İstisnai Durumlar

Zorlayıcı sebep, Borçlar Hukuku’nda öngörülemez, kaçınılmaz ve kontrol dışındaki olaylar nedeniyle ortaya çıkan istisnai durumları ifade eder. Bu tür durumlar, tarafların borçlarını ifa etmelerini geçici olarak veya tamamen engelleyebilir, geciktirebilir veya değiştirebilir. Zorlayıcı sebep, genellikle tarafların kontrolü dışında meydana gelen doğal afetler, savaşlar, grevler, salgın hastalıklar gibi olağanüstü durumları içerir.

Borçlar Hukuku’nda zorlayıcı sebep hükümleri, tarafların bu tür olağanüstü durumlar karşısında sorumluluklarını nasıl yerine getirecekleri konusunu düzenler. İşte zorlayıcı sebep ve Borçlar Hukuku arasındaki temel noktalar:

Tanım ve Nitelik:
Zorlayıcı sebep, genellikle yasal düzenlemelerde tanımlanmış olaylar arasında yer alır. Bu durumlar, tarafların kontrolü dışında, öngörülemez ve kaçınılmaz olan olaylardır. Örneğin, deprem, sel, yangın gibi doğal afetler, savaş, iç savaş, grev, salgın hastalıklar gibi durumlar zorlayıcı sebep kapsamına girebilir.

İfa İmkanının Ortadan Kalkması veya Zorlaşması:
Zorlayıcı sebep durumunda, taraflardan birinin borcunu ifa etmesi mümkün olmayabilir veya aşırı derecede zorlaşabilir. Bu durumda, borçlu tarafından talep edilen ifanın gerçekleşmesi makul bir şekilde beklenmiyorsa, tarafların sorumluluğu geçici olarak askıya alınabilir veya ortadan kalkabilir.

Haklı Sebep Hali:
Zorlayıcı sebep, aynı zamanda “haklı sebep” olarak da adlandırılabilir. Taraflar, bu tür durumlar nedeniyle borçlarını ifa etmediklerinde, hukuki olarak haklı bir mazeretleri olduğunu ileri sürebilirler. Bu durumda, tarafların sorumluluğu kısmen veya tamamen ortadan kalkabilir.

Bildirim Yükümlülüğü:
Taraflar genellikle zorlayıcı sebep durumunu karşı taraflarına bildirmekle yükümlüdür. Bu, durumun ne zaman başladığını, etkilerini ve süresini içeren bir bildirim içerebilir. Bildirim yükümlülüğü, taraflar arasında şeffaflığı ve iletişimi sağlamayı amaçlar.

Alacaklı ve Borçlu Hakları: Denge ve Adalet

Alacaklı ve borçlu hakları, hukuki ilişkilerde denge ve adaletin sağlanmasını amaçlayan temel prensipleri içerir. Borçlar Hukuku, bu hakları düzenleyerek taraflar arasında adil bir denge kurmayı hedefler. İşte alacaklı ve borçlu haklarına dair temel prensipler:

Alacaklı Hakları:
İfa Hakkı:
Alacaklı, borçlu tarafından taahhüt edilen şeyin veya edimlerin zamanında ve eksiksiz bir şekilde yerine getirilmesini talep etme hakkına sahiptir. Alacaklı, sözleşmede belirlenen şartlara uygun ifa bekler.

Tazminat Hakkı:
Alacaklı, borçlu tarafından yapılan ihlaller veya temerrüt durumunda tazminat talep etme hakkına sahiptir. Bu tazminat, alacaklının uğradığı zararın telafisi amacını taşır.

Temerrüt Bildirimi ve İhtar Hakkı:
Alacaklı, borçlu tarafından taahhüt edilen borcun süresinde ifa edilmemesi durumunda temerrüt bildirimi ve ihtar hakkını kullanabilir. Bu, borçlu tarafı uyararak eksikliklerin giderilmesini veya borcun ifa edilmesini talep etmeyi içerir.

Rehin ve İpotek Hakkı:
Alacaklı, borçlu tarafından taahhüt edilen borçların teminatı olarak rehin veya ipotek hakkını talep edebilir. Bu, alacaklının alacağını temin etme ve güvence altına alma amacını taşır.

Borçlu Hakları:
İfa Etme Hakkı:
Borçlu, taahhüt ettiği borcu zamanında ve eksiksiz bir şekilde ifa etme hakkına sahiptir. Bu, borçlunun sözleşme şartlarına uygun davranması ve borcunu yerine getirmesi anlamına gelir.

Ödeme Kolaylığı ve Erteleme Hakkı:
Borçlu, ödeme güçlüğü çektiğinde veya geçici bir süre için borcunu ödeyemeyecek durumdaysa, alacaklı ile anlaşarak ödeme kolaylığı veya erteleme talep etme hakkına sahiptir.

İhtar ve Temerrüt Durumunda Düzeltme Hakkı:
Borçlu, alacaklı tarafından yapılan bir ihbar veya temerrüt bildirimi durumunda eksiklikleri giderme veya borcu ifa etme hakkına sahiptir.

Haksız Fiil ve Tazminat Hakkı:
Borçlu, alacaklı tarafından uğratılan haksız fiil sonucu zarar verilirse, bu zararın tazmin edilmesini talep etme hakkına sahiptir.

Borçlar Hukuku ve İcra İşlemleri: Mahkeme Kararlarının Uygulanması

Borçlar Hukuku ve icra işlemleri, bir borç ilişkisinin yargısal süreçlerle çözülmesini ve mahkeme kararlarının uygulanmasını içerir. İcra işlemleri, bir alacaklının mahkeme kararıyla elde ettiği hakkın, borçlunun malvarlığı üzerinde uygulanmasını sağlayan bir süreci ifade eder. İşte Borçlar Hukuku çerçevesinde mahkeme kararlarının uygulanmasıyla ilgili temel noktalar:

Mahkeme Kararı:
Borçlar Hukuku uyuşmazlıkların çözümünde genellikle mahkeme kararlarını gerektirir. Taraflar arasında bir anlaşmazlık ortaya çıktığında, alacaklı taraf genellikle mahkemeye başvurarak hukuki haklarını talep eder. Mahkeme, taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözerek bir karar verir.

İcra İşlemi Başlatma:
Mahkeme tarafından verilen bir kararın yerine getirilmesi için alacaklı taraf, icra işlemlerini başlatır. İcra işlemleri, mahkeme kararının borçlunun malvarlığı üzerinde uygulanması için gerekli adımları içerir.

İcra Dairesi:
İcra işlemleri, genellikle ilgili icra daireleri tarafından yürütülür. İcra dairesi, mahkeme kararının uygulanması sürecini denetler ve bu sürecin adil bir şekilde ilerlemesini sağlar.

Mal Bildirimi ve Hacz:
İcra sürecinin bir aşamasında, borçlunun malvarlığı tespit edilir ve bu varlıklar üzerinde haciz işlemi uygulanabilir. Alacaklının talepleri doğrultusunda, icra dairesi tarafından borçlunun taşınır veya taşınmaz malları üzerinde haciz uygulanabilir.

Paranın Tahsili:
İcra işlemleri sonucunda elde edilen paralar, alacaklının alacağını tahsil etmesi için kullanılır. Elde edilen gelir, öncelikle mahkeme masrafları ve icra işlemleri giderleri düşüldükten sonra alacaklıya ödenir.

Mahkeme Kararının İcrası ve Sonlandırılması:
İcra işlemleri sonucunda alacaklı, mahkeme kararına uygun olarak alacağını tahsil eder. Bu noktada, mahkeme kararı icra edilmiş olur ve uyuşmazlık sonlanır.

Borçlar Hukuku ve Güncel Hukuki Değişiklikler: Yeniliklere Ayak Uydurmak

Borçlar Hukuku, zaman içinde toplumsal, ekonomik ve hukuki değişimlere adapte olmak üzere çeşitli düzenlemeler ve güncellemeler geçirebilir. Yeniliklere ayak uydurmak, hukuki sistemdeki gelişmeleri takip etmek ve mevcut yasal düzenlemelerin güncel hallerini bilmek, hem avukatlar hem de vatandaşlar için önemlidir. Ancak, bu tür değişikliklere ayak uydurmak için belirli stratejiler ve kaynaklara başvurmak gerekebilir.

Hukuk Büroları ve Uzmanlarla İletişim:
Borçlar Hukuku’ndaki güncel değişiklikleri takip etmek için hukuk büroları ve uzmanlarla düzenli iletişimde olmak önemlidir. Hukuk büroları genellikle yeni yasal düzenlemeler hakkında bilgi sağlar ve müşterilere bu konuda rehberlik eder.

Hukuki Yayınlar ve Dergileri İzleme:
Hukuki yayınlar ve dergiler, güncel hukuki değişiklikler, yargı kararları ve hukuk pratiğiyle ilgili önemli bilgiler sunar. Bu tür kaynakları takip etmek, borçlar hukuku konusundaki gelişmeleri anlamak için faydalı olabilir.

Online Hukuk Platformlarından Faydalanma:
Çeşitli online hukuk platformları, güncel yasal değişiklikleri ve hukuki içerikleri sağlar. Bu platformlar, güncel bilgilere hızlı bir şekilde erişim sağlayarak hukuki gelişmeleri takip etmeyi kolaylaştırır.

Baro ve Mesleki Kuruluşlara Üyelik:
Avukatlar için, mesleki baro ve kuruluşlara üyelik, güncel hukuki bilgilere ulaşma ve meslektaşlarıyla bilgi alışverişinde bulunma imkanı sunar.

Hukuki Eğitim ve Seminerlere Katılma:
Hukuk alanında düzenlenen eğitim programları, seminerler ve konferanslara katılmak, hem avukatlar hem de diğer hukuk profesyonelleri için güncel bilgi edinme ve network kurma fırsatı sunar.

Hukuki Platformları ve Web Siteleri Kullanma:
Çeşitli hukuki platformlar ve web siteleri, güncel yasal düzenlemeleri, yargı kararlarını ve diğer hukuki içerikleri sağlar. Bu tür kaynakları düzenli olarak kontrol etmek, hukuki değişiklikleri takip etmek için etkili bir yol olabilir.

Sonuç olarak, Borçlar Hukuku, maddi ilişkileri düzenleyen ve taraflar arasında adil bir denge kurmayı amaçlayan temel bir hukuk dalıdır. Alacaklılar ve borçlular, hakları ve sorumlulukları konusunda bu hukuki çerçevenin içinde etkili bir şekilde hareket etmelidirler. Hukuki destek almak, borçlar hukuku meseleleriyle başa çıkarken daha güçlü bir pozisyon sağlayabilir.

Biz kimiz

Usul Hukuk, hukukun her alanında ihtisas sahibi avukatları ile Türkiye, ABD, Avrupa, Kuzey Afrika ve Körfez ülkelerinde müvekkillerinin ihtiyacı olan hukuki desteği sağlayan bağımsız bir hukuk bürosudur.

Birçok sektörden Türkiye’nin en önemli sanayi kuruluşları ile uluslararası alanlarda faaliyet gösteren şirketlere hukuki danışmanlık veren, Dünyada ve Türkiye’de sürekli değişim içinde bulunan alanlarda kendisini güncelleyen Usul Hukuk, farklı alanlarda uzmanlaşan hukukçu ve çalışanları ile müvekkillerine organize bir sistem dahilinde hizmet vermektedir.

Küresel Ekip. Dünya standartlarında başarılar.

Kaan Özçelik

KURUCU AVUKAT

2011 Yılında Doğuş Üniversitesi Hukuk Fakültesine yerleşmiş, 2015 yılında mezun olmuş akabinde avukatlık yapmaya başlamıştır. Yüksek Lisans eğitimini de Doğuş Üniversitesi’nde özel hukuk alanında devam ettiren Kaan Özçelik, Sermaye Piyasası Hukuku özelinde şirketlerin halka arz edilmesi ve borsaya kote olması konularında uzmanlaşmıştır. Ayrıca aktif şirket danışmanlıkları yapmakla Ticaret Hukuku, Kripto Para Hukuku, Maden Hukuku, Kentsel Dönüşüm Hukuku, Kira Hukuku alanları ile KYC (Know Your Costumer) prosedürleri üzerinde çalışmalar yapmaktadır. İngilizce bilmektedir.

Adem Gökmen

AVUKAT

2011 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümüne yerleşmiş, bölüm ikinciliği ile Hukuk Fakültesi’nde çift ana dal programı ile öğrenimini tamamlamış, 2017 yılında avukatlık yapmaya başlamıştır. Borçlar Hukuku, Aile Hukuku, İcra ve İflas Hukuku, Bankacılık ve Finans Hukuku alanlarında uzmanlaşan Adem Gökmen, Fintech – Elektronik Para Bankacılığı Hukuku ile KYC (Know Your Costumer) prosedürleri üzerinde çalışmalar yapmaktadır. İngilizce bilmektedir.

Bilal Tarı

AVUKAT

2011 Yılında Doğuş Üniversitesi Hukuk Fakültesine yerleşmiş, 2015 yılında mezun olmuş akabinde avukatlık yapmaya başlamıştır. Ticaret Hukuku, Borçlar Hukuku, Aile Hukuku alanlarında uzmanlaşan Bilal Tarı, Spor Hukuku alanında Profesyonel Sporcu ve Teknik Ekip Sözleşmeleri ile Tahkim Hukuku alanlarında çalışmalar yapmaktadır.

Önder Meydan

AVUKAT

2011 yılında Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesine 2.olarak yerleşmiş, 2015 yılında mezun olarak avukatlık yapmaya başlamıştır. Ceza Hukuku, Borçlar Hukuku, Kişiler Hukuku, İcra ve İflas Hukuku olmak üzere hukukun pek çok alanında dava ve iş takibi yapan Önder Meydan İnfaz Hukuku alanında da çalışmalar yapmaktadır.

Miray Kebabcı

STAJYER AVUKAT

2017 yılında Lefke Avrupa Üniversitesi Hukuk Fakültesine yerleşmiş, 2021 yılında mezun olmuştur. Miray Kebabcı Usul Hukuk & Danışmanlık bünyesinde zorunlu avukatlık stajını devam ettirmektedir.

Şevval Demirezen

PSİKOLOJİK DANIŞMAN

2017 yılında Maltepe Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümüne yerleşmiş, çift ana dal programı ile Psikoloji bölümünde eğitimini tamamlamıştır. Psikolojik danışman olarak hizmet vermektedir.

Sizlere Hizmet Vermekten Mutluluk Duyarız

Sorularınızı yanıtlamaya yardımcı olmak için buradayız. Adli konular karmaşık olabilir, uzmanlarımız konunuzla ilgili her konuda sizi bilgilendirmeye yardımcı olmaya hazırdır. Uzmanlığımızı sizin için kullanmaktan büyük gurur duyuyoruz ve sizden haber almayı dört gözle bekliyoruz.