Sermaye piyasalarını oluşturan temel nedenlerden biri şirketler ve projeler yatırım, üretim, operasyon ve sair hususlar için öz kaynaklarla beraber çoğu zaman dışarıdan temin edilecek bir finansmana da ihtiyaç duyarlar. Finansman ihtiyacı için ilk başta borçlanma ve kredi akla gelir. Kredi alan bir şirket borç yüküne girer ve şirketin finansal sağlığına ve kredi notuna bağlı olarak faiz oranları ve borçlanma koşulları açısından risk ortaya çıkar. Bunun yanı sıra çoğu zaman piyasa oranları veya üzerinde bir faiz yüküyle ve kredi için ödenecek vergilerle alınan borca ilave bir borç yükü daha oluşur.

Konvansiyonel bir borçlanma aracı olan kredi yerine, sermaye piyasalarında yer tutan ve popülaritesi gün geçtikçe artan pay ihracı yoluyla sermaye temini güçlü bir alternatif oluşturmaktadır. Pay ihracı ile daha geniş bir yatırımcı tabanına ulaşılarak ve pay karşılığı sermaye temin edilerek kredi riski olmaksızın finansman ihtiyacı karşılanır. Böylelikle pay ihracıyla şirketin değerlemesi için olumlu bir etkiye sahip olabilir. Yatırımcılar, şirketin büyüme potansiyelini ve performansını yansıtan hisse senetleri satın alarak şirketin değerine katkıda bulunur.

Bunun yanı sıra pay ihracı ile fonlamanın temel avantajlardan birisi de vergi konusudur. Ülkemizdeki vergi mevzuatı geniş bir alana sahip olup elde edilen her türlü gelirin vergilendirilmesi üzerine bina edilmiştir. Pay ihracı ile fon toplamanın artısı ise gerek pay ihracı ile fon temin eden şirketin gerekse fonlayan veya ikincil piyasada hisse alım ve satımı yapan yatırımcıların faydalanacağı vergi avantajları bulunmaktadır.

Bu hususta öncelikle şirketler açısından değerlendirme yapmak gerekir. 17/01/2020 tarihinde 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 32. maddesine yapılan 6. fıkra eklemesiyle, Borsa İstanbul Piyasasında finansal kuruluşlar hariç, paylarını asgari %20 oranında halka arz eden şirketler için halka arzdan itibaren beş hesap dönemi boyunca kurumlar vergisi oranı 2 puan indirimli olarak uygulanacağı kararlaştırılmıştır.

“Payları Borsa İstanbul Pay Piyasasında ilk defa işlem görmek üzere en az %20 oranında halka arz edilen kurumların (bankalar, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri, finansman şirketleri, ödeme ve elektronik para kuruluşları, yetkili döviz müesseseleri, varlık yönetim şirketleri, sermaye piyasası kurumları ile sigorta ve reasürans şirketleri ve emeklilik şirketleri hariç) paylarının ilk defa halka arz edildiği hesap döneminden başlamak üzere beş hesap dönemine ait kurum kazançlarına kurumlar vergisi oranı 2 puan indirimli olarak uygulanır.”

Şirketlerin kurumlar vergisi yükümlülükleri açısından %10’a varan bu indirimin şirketlere ve ciddi bir kazanç sağladığı görülmektedir. Hatta bu 2 puanlık indirim uygulandıktan sonra varsa münhasıran ihracattan elde edilen gelirler için veya sanayi sicil belgesi ile fiilen üretim yapanların elde ettikleri gelirler için uygulanan kurumlar vergisi avantajı da ilave olarak uygulanmakta olup bu durum ihracat yapanlar veya sanayiciler için ciddi bir avantaja dönüşmektedir. Henüz mevzuatı yeni oluşturulan ve uygulaması olmayan Girişim Sermayesi Pazarı ile pay ihracı ile kitle fonlaması finansman türünün yeni olması ve tam olarak yaygınlaşmamış olması, bu vergi avantajından faydalanamayacaktır. Bu finansman türlerinin yeni olması, vergi avantajı sağlanmamasının ve vergilendirme konusunda mevzuat düzenlemesinin olmamasının nedeni olarak kabul edilebilir.

Yatırımcılar açısından da vergi avantajları bulunmaktadır. Temettü ödemeleri ve benzeri iratlar ile pay alım satımı sebebiyle elde ettiği karlar açısından var olan vergi avantajları yatırımcıları Borsa İstanbul pay piyasasına çekmektedir. Temettü gelirleri dağıtım anında %10 stopaja tabi tutulmakta ve tüm temettü geliri açısından %50 vergi muafiyeti bulunmaktadır. Bu durumda kazancın büyüklüğüne göre ödenen stopajdan az vergi çıkması halinde vergi iadesi durumu da söz konusu olabilmektedir.

Borsa İstanbul Piyasasında alım ve satım ile elde eden gerçek kişi ve kurumlar açısından da vergi avantajları bulunmaktadır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun Geçici 67. Maddesi uyarınca tam ve dar mükellef gerçek kişiler için hisse senetlerinin alım satım kazançları yönünden stopaj oranı %0 olarak belirlenmiştir. Ancak bir yıldan az süre ile elde tutulan menkul kıymet yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinin alım satım kazançları yönünden stopaj oranı %10 olarak belirlenmiş olup bir yıldan fazla elde tutulur ise stopaj oranı yine %0 olmaktadır. Bu gelir beyan edilmez ve buradaki stopaj nihai vergidir. Kurumsal yatırımcılar açısından da %0 stopaj uygulanmakta olup yalnızca sermaye şirketleri dışındaki kurumsal yatırımcıların bir yıldan kısa süreli elde tuttukları menkul kıymet yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinin alım-satımından elde edilen karlar için %10 stopaj uygulanmaktadır. Kurumlar açısından hisse senetlerinin alım-satımından elde edilen karlar kurum kazancına eklenerek ödenmesi gereken vergi dönem sonuna bırakılır.

Yukarıda sayılı avantajlar Borsa İstanbul Piyasasında pay ihraç etmek isteyen şirketlere ve orada yatırım yapmak isteyen gerek gerçek kişi gerekse kurumsal yatırımcılara ciddi vergi avantajları sağlamakta, yatırımcı tasarruflarının fiili yatırımlara dönüşmesini kolaylaştırmaktadır.

Adem Gökmen